Ömür...
Has kullar “HER ŞEYE ADINLA BAŞLAR"/Gönüller huşuda, secdede başlar/Sefere çıkarsa eriyle başlar/Sonunda zaferi bildik efendim... “HAZAN”la “GÜLSEM” iki dâvâdır/ “SÎNEDKİ CEVHER” derde devâdır/ "MEDENİYET MİMARLARI" nevâdır/ Tarihten örnekler aldık efendim... “KRİSTAL KELEBEKLER” bir mevâdır/ "GÜL Ü HEZÂR" dilden dile livâdır/ ŞEHİR ŞEHİR YÂR var hem de divâdır Hayatı sekize böldük efendim...

Zamanı tarihe işleyen mekân; KASTAMONU

Kastamonu: Batı Karadeniz dağları ile Ilgaz Dağları arasında, Ilgaz dağı eteklerine kurulmuş, Kurtuluş Mücadelesinin yıldızlarından Şehit Şerife Bacının, erkek kılığında savaşan Halime Çavuşun memleketi, milli mücadelenin en önemli ilidir.

     Ön cephelerindeki farklı mimari tasarım ve estetik anlayışla imal edilmiş konakları Kastamonu’nun simgesidir. İçinde farklı dünyaları ile tarihe ve aile yapımıza ışık tutarlar. Üç katlı imal edilen konakların 1. katında günlük hayat, 2. katında aile yaşamı ve 3. katı özel mekan olmak üzere ayrı ayrı hayatları barındırır içinde. Konakları gezdikçe tarih sayfalarında dolaşır hissedersiniz kendinizi. Katlarında ailelerin yapısını, annelerin narinliğini, babaların otoritesini ve çocukların şen şakrak oyunlarını seyredersiniz.

     Şehre hakim bir tepededir kalesi.15 büyük kule ve burç ile güvenlik sistemi oluşturulmuş, tabii bir tepe üzerine kurulu kaleden bakınca avucunuzun içinde gibidir şehir. Şehre bakınca, burçlar arasından tarihin içinden atiyi görürsünüz.

     Zamanı tarihe işleyen mimari yapısı ile, II.Abdülhamit döneminde yapılmış Kastamonu Saat Kulesi, gölgesinde oturan misafirlerinin gönlüne tik taklarını işler. Uzun süre duyarsınız vuruşlarını kulaklarınızda. Bu size verilen bir hediyesidir Saat Kulesinin.

     50.000 i sikke olmak üzere 51.874 tarihi eserin sergilendiği Arkeoloji Müzesi ile Kastamonu tarihi fotoğrafları, halk kültürü zanaatları ve Kastamonu konak yerleşkesinin sergilendiği Etnografya Müzesi zamana karşı koymanın hazzını yaşatır sizlere gezerken. Toprağın altında saklı ve gün yüzüne çıkmayı bekleyen şehirleri görürsünüz tarihi bir şehrin kalıntıları ardında.

     Milli mücadele kahramanlarının destansı tarihinin simgesidir Şehitler Anıtı. Tekbirler yükselir mezar taşlarından ve karışır hediye ettiğiniz Fatihalara.

     Münire Medresesi El Sanatları Çarşısında yorgunluk çayını yudumlarken, el emeği, göz nuru eserleri temaşa eder, dinlenirsiniz o narin dokunuşlardan.

     Şehrin her yerine yayılmış külliyelerinden hala yükselir öğrenci okumaları. Gayri Müslimlerin İslam’la şereflenmesine vesile olan, Hafız ve dini yolculukta Kastamonu’nun en önemli şahsiyeti Hz. Pir Şeyh Şaban-i Veli’nin manevi huzurunda ayrı bir haz duyarsınız. Yavuz Sultan Selim dönemi âlimlerinden Benli Sultan, külliyesinde bekler sizi merhabaya. Kırk Direkli Atabey külliyesinde derse hazırdır muallimler. Beylikler dönemi saltanatının en güzel örneği, yüzyıllara vurulmuş bir simge olarak durur karşınızda İsmail Bey Külliyesi. Kalenin eteklerine kurulmuş, şehri bir panorama gibi süzen bir eda ile Yakup Ağa Külliyesi tarihe tanıklık yapmaktadır.

     Her biri bir sanat eseri camilerinin minarelerinden yükselen ezan sesleri yalnız bırakmaz yolcularını zaman içinde. Heybeti ve tarihi önemiyle öncülük yapar diğer camilere Nasrullah Kadı Camii.

     Ve her sokakta birden çok evliya türbeleri bulursunuz bu güzel şehirde. Çürümemiş bedeniyle “Onlar ölü değildir” ilahi buyruğunu haykırır, 8 asırdır çürümemiş ayağı yanık Aşıklı Sultan türbesinde. Ölümünden sonra bile talebelerine rüyalarında ders vermeye devam eden Müfessiri Alaadin uyur gibi bekler yeni öğrencilerinin rüyasına girmeyi. Ebu Eyyüb El Ensari’nin yol arkadaşı Kays-ul Hamedanı Asgar arkadaşlık yapar size ziyaret boyunca. Peygamber müjdesine nail olmuş Kays-ul Hamedanı Ekber, müjdeler verir sünnete uydukça size. Şiirlerle karşılar sizi Alim Ahmet Hicabi efendi, türbesinin taşlarına yaslanıp. Evladı Resul olan Seyyid Ahmet Sünneti Efendi taşır sizi silsile yoluyla Peygamber Efendimize.

     Milli parkı, olağanüstü kanyonları, içinde sarkıt ve dikitlerin yanı sıra eski dönemlere ait şapel, mezar ve sarnıçların olduğu Ilgarını Mağarası, döküldüğü yerde oluşturduğu doğal havuzu ile egzotik bir görüntü sunan Ilıca şelalesi ve adına şarkılar söylenen Ilgaz dağı ile süsler gönlünüzü bu şehir.

     Etli ekmeği ve kuyu kebabı unutamayacağınız bir tat bırakır damağınızda. Sarımsağı ilaç gibidir bedenlere. Pirinci süsler düğün sofralarını.

     Hulasa her sokağı bir türbe ile bezenmiş Kastamonu, türbeler şehridir adeta.

     Maddi ömrün manevi koruyucularınınki kadar uzun olur inşallah.

Share

Şunlar da hoşunuza gidebilir...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir