![](http://kamilcakir.com/wp-content/uploads/2019/03/WhatsApp-Image-2019-03-20-at-20.43.31-1024x768.jpeg)
Çeşitli sebeplerle ayrıldığımız ve zaman zaman ziyarete geldiğimiz memleketimiz bizim en özelimizdir. Hatıralarımız canlanır her gelişimizde. Dostlarımızla hemhal olur, akrabalarımızla duygusal anlar yaşarız. Bir önceki gelişimizde sohbet ettiklerimizden ebedi âleme göç edenler bir damla yaş olarak canlanır kirpiklerimizde.
Herkesin memleketi kendine özel ve güzeldir elbette. Aslında Anadolu’nun her köşesi ayrı bir güzellik saklar sinesinde. Önemli olan o güzelliği görebilmektir tabiî ki.
Bu yılda acısıyla tatlısıyla bir süre kaldığım memleketim Trabzon’dan seslenmek istedim okurlarıma. Aslında şiir gibi bir il olan memleketim Trabzon’u benim bakışımla şiire dökmek istedim. Her satırını doya doya yaşadığım bu şiir artık Trabzon’luların şiiri olacaktır.
TRABZON’A
Diyar diyar yurdumun Türkçesine vurgunum
Gönülleri okşayan lehçesine vurgunum
Dört mevsim kaybolmayan yeşiline, moruna,
Rengârenk çiçek dolu, bahçesine vurgunum
Manastırı, müzesi, çeşmesi, kalesine
Hanına, hamamına, konağı, yalısına
İlmek ilmek işlenen kilimi, halısına
Dağına, yaylasına, yücesine vurgunum
Evlerin bitişiği güzel mereklerine
Merekleri dolduran tahta küleklerine
Bağını, tarlasını bölen evleklerine
Ormanında gürgenin devcesine vurgunum
Ağası, marabası, gelini, uşağına
Heybesiyle çorabı, kaytanı, kuşağına
Asabisi bir yana, huyu yumuşağına
Nasılında değilim, nicesine vurgunum
Sultanmurat, Kadırga yaylaların kralı
Çimenlere yayılır yavrusuyla maralı
Tatlı tatlı çekişir esmeriyle kumralı
Gece öten baykuşun pençesine vurgunum
Askere gidenlerin tutuşur alevleri
En kutsal vazifedir vatani görevleri
Al bayrakla süslenir hacıların evleri
Avuçlarda duanın hecesine vurgunum
Kıymalı pidesine, lahana sarmasına,
Hamsiköy sütlacına, yağlı muhlamasına
Mısırın çorbasına, turşu kavurmasına
Şimşirden kaşığına kepçesine vurgunum
Akçabat köftesine, ısırgan çorbasına
Hamsili pilavına, Trabzon kebabına
Cefakâr annesine, asabi babasına
Delikanlı gencinin mertçesine vurgunum
Kuymak yemeyen bilmez sofraların tadını
Laz böreği dünyaya taşır yurdun adını
Erkekleri mert olur, çilekeştir kadını
Korkağı, cesuruna, ercesine vurgunum
Alabalık her mevsim süsler sofralarını
Tereyağı olmazsa sen gör tafralarını
Balıkların tuzağı ağın safralarını
Pazarında tezgâha, akçesine vurgunum
Hamayil gümüşüne, muskanın zincirine
Armuduyla kirazı, üzümü, incirine
Çarığın yollardaki düşmanı mıcırına
Cızlavitin rengine, gökçesine vurgunum
Peştemalın, fistanın, keşanın allısına
Gerdandaki beşliye, çömberin dallısına
Entarinin rengine, mintanın ballısına
Yaşmağın püskülüne, peçesine vurgunum
Atkı ile kapanır tepeluğun süsleri
Kontra ile duyulur topuğunun sesleri
Tepesinde duvaktır Zigana’nın sisleri
Bayırına, düzüne, dikçesine vurgunum
Başımızda tacımız sarık ile fesimiz
Evlerimizde patik, ayaklarda mesimiz
Belde bıçak, tapanca, köşe bucak sesimiz
Servi ağacındaki serçesine vurgunum
Yaz ve kış giysisidir mintan altı gömleği
Gece bile sırtında ağavari yeleği
Mücevher gibi parlar yeleğinde kösteği
Kanaviçapantulun keçesine vurgunum
Çarşaf ile örtünen etekluk ana esvap
Soğuk kış günlerinin sobasıdır yün çorab
Küpenin görünmesi simalardaki hicap
Parmaktaki yüzüğün külçesine vurgunum
Kukuladır bildin mi Başluğun diğer adı
Fasulye turşusunun damaklardaki tadı
Beyaz gelinlik giymek her genç kızın muradı
Nalımın ahşabına, ökçesine vurgunum
Görücü usulüyle evlilik kurar eşler
Yemek için yakılır düğün günü ateşler
Gelin almak çok zordur, kapı keser kardeşler
Damada yoldaş olan zevcesine vurgunum
El ele tutuşulup başlar horon havası
Horon Karadeniz’de yüzyılların davası
Faroz’lu balıkçının Kolbastıdır devası
Kavalı, tulumu, kemençesine vurgunum.
Ocağın on üçüne, mayısın yedisine
İneği, öküzüne, köpeği, kedisine
Sabahı, kuşluğuna, öğlen, ikindisine
Akşamı, yatsısına, gecesine vurgunum
Saymakla biter mi hiç o güzelim memleket
Erkeğinde asalet, kadınında zarafet
Her kişi becerikli on parmakta marifet
Köşe bucak iline, ilçesine vurgunum