Ömür...
Has kullar “HER ŞEYE ADINLA BAŞLAR"/Gönüller huşuda, secdede başlar/Sefere çıkarsa eriyle başlar/Sonunda zaferi bildik efendim... “HAZAN”la “GÜLSEM” iki dâvâdır/ “SÎNEDKİ CEVHER” derde devâdır/ "MEDENİYET MİMARLARI" nevâdır/ Tarihten örnekler aldık efendim... “KRİSTAL KELEBEKLER” bir mevâdır/ "GÜL Ü HEZÂR" dilden dile livâdır/ ŞEHİR ŞEHİR YÂR var hem de divâdır Hayatı sekize böldük efendim...

Muhteşem bir tarih; TRABZON

Çeşitli sebeplerle ayrıldığımız ve zaman zaman ziyarete geldiğimiz memleketimiz bizim en özelimizdir. Hatıralarımız canlanır her gelişimizde. Dostlarımızla hemhal olur, akrabalarımızla duygusal anlar yaşarız. Bir önceki gelişimizde sohbet ettiklerimizden ebedi âleme göç edenler bir damla yaş olarak canlanır kirpiklerimizde.

Herkesin memleketi kendine özel ve güzeldir elbette. Aslında Anadolu’nun her köşesi ayrı bir güzellik saklar sinesinde. Önemli olan o güzelliği görebilmektir tabiî ki.

Bu yılda acısıyla tatlısıyla bir süre kaldığım memleketim Trabzon’dan seslenmek istedim okurlarıma. Aslında şiir gibi bir il olan memleketim Trabzon’u benim bakışımla şiire dökmek istedim. Her satırını doya doya yaşadığım bu şiir artık Trabzon’luların şiiri olacaktır.

 

TRABZON’A

Diyar diyar yurdumun Türkçesine vurgunum

Gönülleri okşayan lehçesine vurgunum

Dört mevsim kaybolmayan yeşiline, moruna,

Rengârenk çiçek dolu, bahçesine vurgunum

 

Manastırı, müzesi, çeşmesi, kalesine

Hanına, hamamına, konağı, yalısına

İlmek ilmek işlenen kilimi, halısına

 

Dağına, yaylasına, yücesine vurgunum

Evlerin bitişiği güzel mereklerine

Merekleri dolduran tahta küleklerine

Bağını, tarlasını bölen evleklerine

Ormanında gürgenin devcesine vurgunum

 

Ağası, marabası, gelini, uşağına

Heybesiyle çorabı, kaytanı, kuşağına

Asabisi bir yana, huyu yumuşağına

Nasılında değilim, nicesine vurgunum

 

Sultanmurat, Kadırga yaylaların kralı

Çimenlere yayılır yavrusuyla maralı

Tatlı tatlı çekişir esmeriyle kumralı

Gece öten baykuşun pençesine vurgunum

 

Askere gidenlerin tutuşur alevleri

En kutsal vazifedir vatani görevleri

Al bayrakla süslenir hacıların evleri

Avuçlarda duanın hecesine vurgunum

 

Kıymalı pidesine, lahana sarmasına,

Hamsiköy sütlacına, yağlı muhlamasına

Mısırın çorbasına, turşu kavurmasına

Şimşirden kaşığına kepçesine vurgunum

 

Akçabat köftesine, ısırgan çorbasına

Hamsili pilavına, Trabzon kebabına

Cefakâr annesine, asabi babasına

Delikanlı gencinin mertçesine vurgunum

 

Kuymak yemeyen bilmez sofraların tadını

Laz böreği dünyaya taşır yurdun adını

Erkekleri mert olur, çilekeştir kadını

Korkağı, cesuruna, ercesine vurgunum

 

Alabalık her mevsim süsler sofralarını

Tereyağı olmazsa sen gör tafralarını

Balıkların tuzağı ağın safraları

Pazarında tezgâha, akçesine vurgunum

 

Hamayil gümüşüne, muskanın zincirine

Armuduyla kirazı, üzümü, incirine

Çarığın yollardaki düşmanı mıcırına

Cızlavitin rengine, gökçesine vurgunum

Peştemalın, fistanın, keşanın allısına

Gerdandaki beşliye, çömberin dallısına

Entarinin rengine, mintanın ballısına

Yaşmağın püskülüne, peçesine vurgunum

 

Atkı ile kapanır tepeluğun süsleri

Kontra ile duyulur topuğunun sesleri

Tepesinde duvaktır Zigana’nın sisleri

Bayırına, düzüne, dikçesine vurgunum

Başımızda tacımız sarık ile fesimiz

Evlerimizde patik, ayaklarda mesimiz

Belde bıçak, tapanca, köşe bucak sesimiz

Servi ağacındaki serçesine vurgunum

 

Yaz ve kış giysisidir mintan altı gömleği

Gece bile sırtında ağavari yeleği

Mücevher gibi parlar yeleğinde kösteği

Kanaviçapantulun keçesine vurgunum

Çarşaf ile örtünen etekluk ana esvap

Soğuk kış günlerinin sobasıdır yün çorab

Küpenin görünmesi simalardaki hicap

Parmaktaki yüzüğün külçesine vurgunum

 

Kukuladır bildin mi Başluğun diğer adı

Fasulye turşusunun damaklardaki tadı

Beyaz gelinlik giymek her genç kızın muradı

Nalımın ahşabına, ökçesine vurgunum

Görücü usulüyle evlilik kurar eşler

Yemek için yakılır düğün günü ateşler

Gelin almak çok zordur, kapı keser kardeşler

Damada yoldaş olan zevcesine vurgunum

 

El ele tutuşulup başlar horon hava

Horon Karadeniz’de yüzyılların davası

Faroz’lu balıkçının Kolbastıdır devası

Kavalı, tulumu, kemençesine vurgunum.

 

Ocağın on üçüne, mayısın yedisine

İneği, öküzüne, köpeği, kedisine

Sabahı, kuşluğuna, öğlen, ikindisine

Akşamı, yatsısına, gecesine vurgunum

 

Saymakla biter mi hiç o güzelim memleket

Erkeğinde asalet, kadınında zarafet

Her kişi becerikli on parmakta marifet

Köşe bucak iline, ilçesine vurgunum

Share

Şunlar da hoşunuza gidebilir...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir