Ömür...
Has kullar “HER ŞEYE ADINLA BAŞLAR"/Gönüller huşuda, secdede başlar/Sefere çıkarsa eriyle başlar/Sonunda zaferi bildik efendim... “HAZAN”la “GÜLSEM” iki dâvâdır/ “SÎNEDKİ CEVHER” derde devâdır/ "MEDENİYET MİMARLARI" nevâdır/ Tarihten örnekler aldık efendim... “KRİSTAL KELEBEKLER” bir mevâdır/ "GÜL Ü HEZÂR" dilden dile livâdır/ ŞEHİR ŞEHİR YÂR var hem de divâdır Hayatı sekize böldük efendim...

Kitapları

Adınla Başlar Her Şey

Has kullar her şeye adınla başlar Gönüller huşuda, secdede başlar Sefere çıkarsa eriyle başlar Zaferi onlara âsân eylersin

Şehir Şehir Yâr

Her bir şehirde bizi bekleyenler, bir şehre ulaşırken uğramamız gereken onca gönüller vardı. Kimi zaman yaşlı bir teyzenin duasıyla, kimi zaman da bir bebeğin gülümseyişiyle heybemize nice güzellikler doldurarak ayrıldık şehirlerden. Yarım kaldı çoğu kez ziyaretlerimiz. Yarımız kaldı çoğu kez şehirlerde. Bir kez daha dönmek için geride sebepler bıraktık

Gül ü hezâr

Gül şendir Bülbül dilrîş, gül şendir Leyle-i süveydânın Mukâbili gülşendir Gül tandır Bülbül kızıl, gül tandır Ay güneşe nisbette Gül güneşten gültandır Gül gündür Bülbül gece, gül gündür Karanlığın ardından Güne doğan gülgûndür Gül femdir Bülbül bûse, gül femdir. Âfet-i devrân mahbûb Ruhsârında gülfemdir

Medeniyetimizin Mimarları

Hz. Âdem ile başlayan medeniyet yolculuğumuz kıyamete kadar devam edecektir. Bu medeniyet yolculuğunda tarihte iz bırakmış peygamberlerden âlimlere, fatihlerden komutanlara, askerlerden kadınlara, şehitlerden gazilere, sporculardan musikişinaslara, mimarlardan şairlere binlerce güzel insanımız gelip geçmiştir. Dünyanın hayranlıkla seyrettiği bu güzel insanları tanımak ve geleceği inşa etmek için onların mirasından güç almak gerekir. Bizim için harika örneklerle dolu olan tarihimiz, geleceği kurgulamak için bize çok önemli fırsatlar sunmaktadır. “Geçmişi Hatırla, Geleceği Hayal Et.”

Gülsemâ

Âteş-i hecr ile mahrûk, nâçâr bülbül-i nâlân,
Gülistân-ı cinân içre gülizârdır Gülsemâ,
Seni bana yar edene ebedî arz-ı şükrân,
Sensiz geçen her saniye âh-u zardır Gülsemâ,
Bir sen varsın cihân içre bir de nimet-i îmân,
Mahrûm ise her birinden ziyankârdır Gülsemâ,

Kristal Kelebekler

Tevhidin göstergesi olan kar taneleri , her şeyin geçici olduğunu söylerler ve erirler yeni umutları yeşertmek için. Yeryüzünü tek renge boyayarak birliği haykırırlar. Meleküt aleminde gelerek Allah'ın sıfatlarını taşırlar. Onlarda gelinlerimizin masumiyetini görürüz. o masumiyeti lekeleyen izlerdir ayak izleri. Yürürüz üzerlerinde ve yırtarız o muhteşem gelinliği. üç mevsim yorulan tabiatın kefenidir karlar. Yeni bir sayfa açarlar , bembeyaz , kusursuz... Yeniden bulutlara yükselmek için süzülürler toprağın koynuna. Sevgiyle girerler hayatımıza ve silerler gözümüzün pasını. Renkleri yoktur ama örterler kirleri. Temizlerler ve yeryüzünü yeniden bahara hazırlarlar. Kar taneleri , zarif bir misafir gibi gelir , gönlümüzün başköşesine oturur, oturduğu yeri temizlediği gibi duygularımızı da temizler ve aynı zarafetle sessizce çözülüp giderler. Aslında beyaz bahardır kışlar ve kanatlarında yeni umutlar taşıyan kristal kelebeklerdir kar taneleri.

Sînedeki Cevher

Allah’a iman teslimiyeti, meleklere iman güveni, kitaplara iman hakiki yolu, peygamberlere iman örnek şahsiyeti, ahirete iman adaleti, kader ve kazaya iman sorumluluğu güçlendirir. Hepsi birlikte sînede bir cevher oluşturur ki, ona asla kıymet biçilemez.

Hazan Şiirlerim

Her bir şiiri evladı gibidir şairlerin. Bir şiirin sevinci yenisi yazılıncaya kadar devam eder ama fer birinin sevgisi aynıdır yüreğinde. Hayatın birçok alanında yaşatılırlar. Bir annenin çocuğuna ninni söylerken, bir aşığın sevgilisini överken, bir alimin topluluğa öğüt verirken kullandığı en güçlü enstürümandır şiir.